Sürdürülebilir Paketleme Düzenlemeleri ve Küresel Trendler
Kendi ihtiyaçlarımızın, gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılayabilmenin tanımı olan sürdürülebilirlik, her sektörde olduğu gibi ambalaj endüstrisinde de büyük önem arz etmekte. Ürünleri korumak, depolamak ve onlar hakkında tüketiciye bilgi vermek amacı taşıyan ambalajlar, doğayla dost olduğunda atıklar azalır, çevre korunur. Böylece insanların ve diğer canlıların yaşamı ve çeşitliliği de olması gerektiği şekilde devam edebilir. Sürdürülebilir ambalajların önemini ve bu konudaki yasal düzenlemeleri konu aldığımız bu yazımızı okuyarak siz de sürdürülebilir paketleme ilgili bilgi edinebilir, çalışmalarınıza bu yönde devam edebilirsiniz.
Ambalaj Atığı Yönetimi ve Gerekli Düzenlemeler
Sürdürülebilirlik konusunu kısaca açıklarken sürdürülebilir paketleme nedir, sorusuna cevap vermeden olmaz. Sürdürülebilir paketleme, geri dönüştürülebilir ambalajlar kullanılarak yapılan paketleme yöntemidir. Küresel anlamda en çok düzenleyici tedbire tabi tutulan konulardan biri de ambalaj atığı yönetimi olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin plastik ambalajlar, bu uygulamanın yapıldığı favori ürünlerin başında yer almakta. Zira dünya çapında yapılan sürdürülebilirlik çalışmalarının tamamına çok yakın bir oranı plastiklere odaklanıyor. Bu konuda Hindistan ve gelişmiş ülkelerden Fransa başı çekerken onları Avrupa Birliği ülkeleri ve Asya takip ediyor. Bu ülkelerde plastik atığı yönetimi alanında çok sayıda düzenleme görmek mümkün.
Yiyecek ve kişisel bakım ürünü ambalajlarına kıyasla içecek ambalajlarındaki atık yönetimi düzenlemesi daha fazla. Bu konuda ülkeler arasında da ciddi farklar bulunduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinde düzenleyici önlemlerin yarısından fazlası içecek ambalajlarını hedeflerken Latin Amerika ve Orta Doğu’da bu düzenlemeler gıda ambalajlarına odaklanmakta.
Bununla beraber birincil ve ikincil ambalajlardaki atık yönetimi konusu da oldukça önemli. Dünya çapındaki düzenlemelerin çoğu gösteriyor ki birincil ambalajlar bu alanda başı çekiyor. Zira küresel düzenlemeler her ne kadar ikincil ve üçüncül ambalajlardaki atık yönetimi konusuna eğilse de bunu birincil ambalajlarla birlikte ele alıyor. Hindistan, ikincil ve üçüncül paketlemeye yönelik en fazla düzenlemenin yapıldığı ülkelerden. Onun ardından sırayı, atığı asgari seviyeye indirmek için e-ticaret ambalajlarıyla ilgili düzenlemeleri önemseyen Çin alıyor.
Tabi ki tüm bu düzenlemelerin şekillenmesini sağlayan en kritik araçların başında mali yaptırımlar geliyor. Ambalajlama sektöründe sürdürülebilir değişikliklerin yapılmasını hızlandıran bu yaptırımlar, yasal tedbirlerin neredeyse yarısını oluşturmakta. Fransa, burada da sürdürülebilir ambalajlamayı desteklemek adına primleri kullanan öncelikli ülke olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkelerin Sürdürülebilir Ambalaj Düzenlemelerindeki Faktörler
Sürdürülebilir ambalaj yönetimi anlamında harekete geçen ülkeler, bu konuda bazı unsurları esas alarak çalışıyor. Kuzey Amerika’dan üç, Latin Amerika’dan dört, Avrupa’dan sekiz, Asya’dan yedi ve Orta Doğu ve Afrika’dan sekiz ülkenin yer aldığı listeye bakıldığında bu alanda ortak bir farkındalığın oluşmaya başladığı söylenebilir. Tüm bu ülkelerin temel amacı ambalajları üretirken ve kullanırken onların hem çevreye hem de insan sağlığına asgari düzeyde zarar vermesi. Düzenlemelerin dayandığı temel faktörler ise şöyle sıralanabilir:
- Geri dönüşümü odağa alarak ham madde tedarikinden atık sürecine kadarki paketleme zinciri
- Ambalajların etiketlenmesi ve izlenmesi
- Biyolojik ve çevre dostu ambalaj üretimi
- Paketlerin ebat, kilo ve bileşim gibi fiziksel özellikleri
Sürdürülebilir Ambalajlamadaki Sınıflandırma
Yukarıdaki bölümlerden anlaşılabileceği gibi gelişmiş ya da az gelişmiş olsun ülkeler, sürdürülebilir ambalaj konusunda ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Yapılan araştırmalar, bu ülkeleri farklı sınıflara koyarak inceliyor. Bu sınıfları 4 ana kategoride sıralayacak olursak:
- Hedefi ya da Önceliği Olmayan Ülkeler: Bu ülkeleri tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya’da bulunan bazı ülkeleri kapsayan bu sınıfta, sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri sınırlı sayıda. Ayrıca sürdürülebilirlik konusu da bu ülkelerde çok da önemsenmiyor. Henüz yeni yeni oluşmaya başlayan bilinç de çoğunlukla sürdürülebilir ambalaj üretimine değil, atık yönetimi konusuna odaklanmakta. Kısacası bu ülkeler, ambalaj sürdürülebilirliği hakkında tatmin edici bir resim çizemiyor.
- Belirsiz Stratejilere Sahip Ülkeler: Genellikle Amerika’yı kapsayan bu sınıftaki ülkeler, ambalaj düzenlemelerinin ilk aşamasında. Sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri yapılmaya başlansa da bunlar henüz pek somut değil ve önemli açıklamalara ihtiyaç duyar nitelikte. Bu konuda istekliler ancak bu isteklerini net şekilde gerçekleştirecekleri yol haritaları henüz oldukça muğlak.
- Net Bir Stratejiye Sahip Ülkeler: Buradaki ülkeler Avrupa ve Asya’dan. Oldukça yeni olmakla birlikte bu ülkelerin sürdürülebilir ambalaj konusundaki düzenlemeleri ve taahhütleri bulunuyor. Kamuoyunun endişelerini dile getirmesiyle harekete geçen bu ülkeler, kısa sürede çok yol kat etmiş. Eylem planları ve bu konudaki destekleyici tedbirleri şimdiden hazır bile.
- Bütüncül Stratejilere Sahip Ülkeler: Avrupa ülkeleri ile birlikte Asya ve Güney Afrika’daki bazı ülkeleri kapsayan bu sınıf, en az bir ambalaj türü için detaylı bir hedefe sahip. Bu ülkelerin hepsi de yüksek oranlarda ambalaj tüketimi yapan ülkelerden. Bu sebeple sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri yaparak tükettikleri ambalajların insan ve doğa için en az zarara yol açmasını umuyorlar.
Sürekli Değişen Sürdürülebilir Ambalaj Düzenlemeleri Nasıl Takip Edilebilir?
Sürdürülebilir ambalaj düzenlemeleri her geçen gün gelişiyor ve değişiyor. Bu değişimi takip etmek, özellikle ambalaj üreticileri ve ambalaj sektöründe çalışan tüm firmalar için neredeyse bir zorunluluk. Rekabet edebilmeleri için bu düzenlemeleri izlemeleri ve uygulamaları gereken bu şirketler, aşağıdaki süreçleri gerçekleştirdiklerinde, bu konuda büyük bir adım atmış olabilir:
- Odak pazarda bir istihbarat görev gücü oluşturmak
- İş modellerini mevcut düzenlemelere uyum sağlayacak şekilde düzenlemek
- Bu konuda teknolojik yatırımlar yapmak